tugba

Bunun ne oldugu konusunda epey yorum yapildi ve bende cok eglendim:)Kim bilir siz ne dusundunuz? Lezzetine bayilacaginiz ve her yediginizde "yok canim karpuz degildir?" diye soyleneceginiz bir recel cesiti.Huzurlarinizda KARPUZ RECELIIII:)



MALZEMELER:

  • 10 su bardagi karpuz kabugu
  • 8.5 su bardagi seker
  • 4 su bardagi su
  • 1 adet çubuk tarçin

YAPILISI:
Kirmizi, bol sulu ve kalin kabuklu bir karpuz alinir. Karpuz dilimlenir fakat yarim santimlik kirmizilik birakilarak dilimlenir. Kabuklar 2.5 cm lik küpler halinde kesilir ve dis yesil kisim soyulur. Yesil kismindan temizlenen kabuklar tencereye alinarak üzerini gececek kadar suyla doldurulur ve 15 dk kaynatilir. Haslanip yumusayan kabuklar süzgece alinarak soguk sudan geçirilir ve süzüldükten sonra cam kaba bosaltilarak buzdolabinda 20 dk soklanir. Bu arada seker ve su kisik ateste arada bir karistirilarak eritilir. Serbet koyulasmaya baslayincaya kadar (10 dk yaklasik) kaynatilir ve kabuklar içine atilir. Kaynama 2 dk sonra yeniden baslar. Bu sekilde yaklasik 45 dk kaynatilir ve koyulasmaya basladiginda 1 tatli kasigi limontozu ya da 1 limon suyu sikilarak eklenir. Son olarak 5 dk daha kaynatilir ve sogumaya birakilir. Aroma katmasi açisindan serbet kaynamaya baslayinca 1 adet çubuk tarçin atilabilir,ben tarcini cok sevdigim icin 1 cay kasiginin ucuylada toz tarcin ekledim.
tugba
MUTFAKTAKI MALZEMELERi ATMAYIN, DEGERLENDIRIN!



  • Bayatlamis ekmeklerin üzerine su serpin ve folyo kagida sarip 5-10 dakika firinlayin. Böylece taptaze olacaktir.
  • Bayat ekmekleri elinizle un ufak edip, buzdolabi posetinin içine biraz tuz serperek koyunuz. Derin dondurucunuzda uzun süre kalabilir. Köfte yapacaginiz zaman ekmeginiz hazir olacaktir
  • Ince ince dilimleyip üzerine süt serpin ve kizgin yagda kizartin, ters çevirip domates ve peynir koyun, üzerine nane ve kekik serpin.
  • Bayat ekmekleri kare kare kesip kizarttiktan sonra kapakli bir kavanoza koyup buzdolabinda çorbalarinizda kullanmak üzere saklayabilirsiniz veya robotta ögütüp galeta unu niyetine de kullanabilirsiniz.
  • Bayatlamis ekmeklerinizi dilim dilim yapip aralarina sarimsakli ,kekikli veya sevdiginiz baharatli margarin yada teregayi sürüp folyoya sarin. Yüksek isida firinda pisirin. Lezzetine doyamayacaksiniz.
  • Bir iki gün öncesinden kalan ekmek, börek ve benzeri hamur islerini atmayin. Alüminyum folyoya sararak isitin. Yeni pismis gibi taptaze olacaktir. (Eger isitmak için firin kullanacaksaniz, folyo yerine firin torbasina da koyabilirsiniz.) Fakat üzerine az miktarda su serpin.

  • Domates salçaniz çok eksi ise içerisine bir havuç rendeleyin. Havuç, salçanizi (sosunuzu) tatlandiracaktir.
  • Donmus veya kristallesmis bali eski haline getirmek için kavanozu içi sicak su dolu bir kapta bekletiniz.
  • Suyunu siktiginiz limon kabuklarini sakin atmayiniz.Çelik esyalarinizin ve bicaklarinizin parlatilmasinda kullanabilirsiniz.
  • Makarna B grubu vitaminlerce zengindir. B vitamini pisme sirasinda makarnanin suyuna geçer. Eger bu su dökülürse yüzde 50 oraninda bir deger kaybi olusur. Bunun önlenmesi için en iyi yol 500 gram makarnaya 1.5 litre su kullanarak yapilan, demleme usulü pisirmedir. Bu sekilde hazirlanan makarna, bol suda haslanan makarna kadar diri olmaz. Makarnayi bol suda haslayip, süzdügünüz suyunu çorba yapiminda kullanabilirsiniz. Bu sekilde suya geçen vitaminleri de degerlendirmis olursunuz.
  • Uzun zaman kullanilan konserve açacaklari artik islevini görmüyorsa, bir gece siviyag da bekletin pasinin gittigini ve eski haline döndügünü göreceksiniz
  • Etli yemeklerin yanina patates püresini tercih ediyorsunuz. Ancak istediðiniz gibi patates püresini krema kivaminnda yapamiyorsunuz. Hiç üzülmeyin! Patates püresinin krema kivaminda olmasi için, sütü sicak olarak ilave etmeniz yeterlidir.
  • Sütünüz yandi ise kabin üstüne 5 dakika nemli bir beyaz bez örtünüz. Bu islemi her defasinda bezi suda çalkalayarak tekrarlayiniz. Sütün yanik kokusu tamamen kaybolur.
  • Yogurttan daha fazla yararlanmak istiyorsaniz suyunu atmayin. Yogurdun tüm mineral ve vitaminleri bu suyun içinde bulunmaktadir.

  • Hastalandigimiz zaman hepimizin evine torba torba ilaç girer. Iste bu ilaç kutularindaki ve suruplarindaki plastik kasiklari sakin atmayin. Bunlari daha sonra tuz, karabiber ve kirmizibiber gibi çesitli baharatlardan yararlanirken ölçek olarak kullanabilirsiniz.
tugba


Antep’de dolma kisin ayri malzemelerle yazin ayri malzemelerle yapilir. Çogunuzun bildigi gibi kuru patlican, kabak, biber vs. ile kis dolmasi yani kuru dolma yapilir. Yazin ise yazin bereketinden faydalanip dolmalik malzemenin tazesi kullanilir.Bende malum burada dolmalik patlican bulamiyorum hepsi devasa buyuklukte, gerci biberlerde cok ufak sayilmaz ama iclerinden secerek aldigim ufak dolmalik biberlerle yapayim dedim.Eh iki kisi olunca olculerde kuculuyor tabii:)Yoksa en buyuk tencereler dolana kadar yapilir:)

MALZEMELER:

  • 6 ufak dolmalik biber
  • 3 yemek kasigi yagli kiyma(etsiz seviyorsaniz koymayabilirsiniz ama boyle denemenizi tavsiye ederim)
  • 1 tane kuru sogan
  • 1 tane rendelenmis domates
  • 4-5 dis sarimsak
  • 1 kasik aci biber salçasi
  • Her biber için bir avuç pirinç(tek elinizin avucu)
  • Karabiber, tuz
  • 1 limon suyu(cok kullanmam ama limon yoksa limon tuzuda koyabilirsiniz)

YAPILISI:

Dolmalik biberlerimizi alip ayni gun yapicaksak sorun degil.ama buzdolabina koyup daha sonraki gunlerde yapicaksak oymaya baslamadan en az 2 -3 saat onceden buzdolabindan cikarip disarda bekletmemiz lazim.Sebebine gelince buzdolabinda soguyup sertlesecegi icinbaslarini kesip icinin tohumlarini dokerken citirdayip yirtilmasin diye:)

Gelelim hazirlanisina:

  1. Biberlerimizi tek tek sap kismindan ince uclu bicak yardimiyla oymaya baslayalim.
  2. Saplarinin tam kokunden hizayi takip edip elinizde cevirirseniz sapi gevseyecek ve ice dogru bir kez itip cektiginizde acilmis olacak.
  3. Tohumlarini bosaltip kenara aliyoruz.
  4. Sogan ve sarimsagi ufak ufak dogradiktan sonra pirinci yikayip ekliyoruz ve butun malzemeyi karistiriyoruz.
NOT:Pirinci hicbir zaman onceden yikayip bir kenara koymayin ,harca katip karistirdiginizda hepsi kirilir.
  1. Biberleri doldurmaya baslayalim ama cok siki bir sekilde tepmiyelim icine ,pistigi zaman pirincin sisme payini dusunelim.
  2. Bu islemde bittikten sonra agizlarini kapatmak icin domatesi halka halka
  3. kesip agzina kapatalim.
  4. Tencereye dizip uzerini iki parmak gececek sekilde sicak su koyalim.
  5. Birazda tuz atip once harli,kaynamaya basladiktan sonra altini kisip yarim saat pisirelim.
Etiketler: 0 yorum | edit post
tugba

1682 yılının 12 Nisan akşamı Londra'da bir evde kraliyet sosyetesinden bir grup yemek yiyeceklerdir. Bu yemek o güne kadar yenmiş yemeklerden farklıdır çünkü davetlilerden Fransız mucit, 35 yaşlarındaki Deniş Papin, yemeği son buluşu olan, her tarafı kapalı, üzerinde emniyet vanası olan bir kap içinde pişirecektir.

Papin, gazlarla ilgili ana kanunları formüle eden İrlandalı fizikçi Robert Boyle'nin asistanıdır ve kabın içindeki buhar basıncını arttırarak, yemeğin sıvı kısmının kaynama noktasını yükselten bu buluşunu 1679'da gerçekleştirmiştir. Yemekte bulunanlar pişen etten o kadar memnun olmuşlardır ki, bu buharlı tencere süratle yayılmış, hemen hemen bütün yiyeceklerin hatta pasta ve pudinglerin pişirilmelerinde bile kullanılmıştır.

Her icadın ilkinde olduğu gibi, bunda da bazı aksamalar olmuş, emniyet valfı sık sık tutukluk yapmış, güzel bir akşam yemeği yemeye hazırlananlar, tencere patlayınca yiyecekleri duvarlarda seyretmek zorunda kalmışlardır. Bu patlamalar düdüklü tencerenin neredeyse 150 yıl unutulmasına yol açmıştır. Tekrar popüler olması ise Napoleon Bonaparte sayesinde olmuştur.

'Bir ordu midesi üzerinde hareket eder' diye bir vecizenin sahibi olan Napoleon askerlerine yiyecek ikmalini sağlıklı yapamamaktan şikayetçi idi. Bu sorunu çözmek için parasal ödül vaat etmesi üzerine Fransız şef Nicholas Appert, Papin'in buluşunu geliştirerek günümüzdekine benzer pratik bir düdüklü tencere yapmış ve tekrar yaygın olarak kullanılmasını sağlamıştır.

Alıntıdır..


İlk tanıdığımız düdüklü tencereler buhar çıkışı ile düdük sesine benzeyen bir ses çıkaran, lastiğini sürekli değiştirmemiz gereken, dikkatli kullanılmazsa patlama tehlikesi olan basınçlı tencerelerdi. Artık ilerleyen teknoloji sayesinde daha sessiz, lastik değiştirme sorunu olmayan, zaman kontrollü, kolay açılıp kapanabilen kapaklar hatta bir değil çift emniyetli düdüklü tencereler var. Ne olursa olsun bu basınçlı tencerelerde yine dikkat edilmesi gereken birçok özellik var. İşte bunlardan bazıları;
  • Düdüklü tencereler suyla çalışır. Kaynayan suyun oluşturduğu basınçla yemekler daha kısa sürede pişerler. Herşeyden önce mutlaka düdüklü tencereye yeterli su konulmalıdır.
  • Düdüklü tencereye konulan gıdalar ve tabiki su genel olarak tencere yüksekliğinin üçte ikisini geçmemelidir.
  • Düdüklü tencereyi yerleştireceğiniz ocağın tencerenin tabanından dışarı taşmaması gerekir. Ateş hiçbir zaman tencere tabanınından taşmamalıdır. Elektrikli ocaklarda ise ocağın çapı tencerenın tabanından küçük olmalıdır.
  • Eski tip düdüklü tencere kullanıyorsanız, kapaktaki buhar çıkışlarını mutlaka kontrol etmelisiniz. Br iğne yardımı ile buhar çıkışlarını temizlemelisiniz.
  • Yine eski tip düdüklü tencerelerde buhar ve ses çıkışı ile beraber kapakta bulunan oynar subap(duduk dedigimiz parca) aşağı indirilir. Bu şekilde pişme sırasında tencereden dışarı az miktarda buhar çıkarak patlama tehlikesi ortadan kalkar. Aynı zamanda pişme zamanını bu andan itibaren ayarlayabilirsiniz.
  • Düdüklü tencereleri yemek piştikten sonra ateşten alsanız bile kapak açılana kadar yemek pişmeye devam eder. Bu süreyide göz önüne alarak yemeğinizin pişme süresini ayarlayın.
  • Düdüklü tencerelerde pişme bittikten sonra kapağı hemen açamazsınız ve acmamalisiniz. İçindeki basınç azaldıktan sonra açabilirsiniz yani soguduktan sonra. Bu süre sırasında yemek pişmeye devam edecektir. Artık bazı düdüklü tencerelerde basınç göstergeleri bulunmaktadır.
  • Her duduklu tencerenin kullanim kilavuzu ve pisirme sureleri farkli oldugunda aldiginiz duduklu tencerenin kullanim klavuzunu ve pisirme surelerini DIKKATLICE OKUYUN VE ATMAYIN her kullanista emin olamadiginiz zaman size yardimci olacaktir.
  • Son cikan duduklu tencerelerden hepimizde olacak diye birsey olmadigini biliyor ve (siz hala annenizin margarini mi kullaniyorsunuz? reklamini hatirlatacak) eski tip duduklu tencere kullaniminin mutfakta kadinin dakikligini one cikardigini savunuyoruz:)
tugba

Brokolinin faydalari saymakla bitmez diye simdi hepsini anlatmaya baslamiycam:) Malum her evde sofralarin vazgecilmezi degildir brokolinin her turu.Nette dolasirken cesit cesit brokoli corbasinin yapildigini gordum.Bizde memleket olarak yemeklerde kirmiziligi sevdigimiz icin bende kendime gore corbasini yapip sosunu hazirladim.Biz bu haliyle cok seviyoruz. Yedikten sonra foto cekmek zorunda kalinca fotografim lezzetini oldugu gibi yansitamadi:(Ins deneyip begenirsiniz.

MALZEMELER:
  • 1 adet orta boy brokoli
  • 3 adet taze sogan(1 tane kucuk kuru soganda olur)
  • 1 yesil biber
  • 1 kucuk cay bardagi kirmizi mercimek
  • 3 su bardagi sicak su
  • 1 dis sarimsak
  • tuz
  • kirmizibiber(tozbiber)
  • 2 yemek kasigi siviyag
YAPILISI:

Brokoliyi cicek cicek ayirdiktan sonra yikayip duduklu tencereye aliyoruz. Uzerine ince kiyilmis taze sogan ve yesil biberi ekliyoruz.Yikanmis 1 kucuk caybardagi kirmizi mercimegi de ekleyip 3 su bardagi sicak suyu da katip ocaga koyuyoruz.Once yuksek ateste daha sonra kaynara cikinca (dudukten ses gelmeye baslayinca indirip kaynamaya basladiginin gostergesidir) altini kisip 25 -30 dakika pisiriyoruz.Sarimsak ezeceginde veya havanda ezilmis 1 dis sarimsagi katip el blendiri veya mikserle iyice cirpiyoruz.Bunun amaci corbanin iyice ozlesmesi(yani kivama gelmesi)Gelelim sosunu hazirlamaya:

SOSU ICIN:

Tavamiza 2 yemek kasigi siviyagi alip kizdiriyoruz.Yeteri kadar isindigindan(yani biberi ne yakacak ne de cok soguk olacak) emin olduktan sonra kirmizibiberini ekliyoruz.1kez karistirip corbamiza dokuyoruz.Sicak servis ediyoruz.

Etiketler: 0 yorum | edit post
tugba
Bütün meyveler birbirinden faydalı vitamin ve minarallerden oluşuyor ve hepsi farklı bir rahatsizlığı iyileştiren bir özelliğe sahip. Meyvelerin sağlığımız için ne kadar gerekli olduğunu bilmeyenimiz yok…

* Vücudumuzun başlıca düşmanı olan kolesterol hiçbir meyvede yoktur

* Meyveler doğal şeker içerir, ne kadar çok meyve tüketirsek beynimizdeki sinir hücreleri de o kadar gelişir, meyve yemek hafızamızı canlandırır
* Meyveler mükemmel bir lif kaynağıdır
* Meyveler vitamin ve mineral açısından çok zengindir
* Az kalorilidirler ve kilo aldırmazlar. Ancak rejim sırasında kalorisi nispeten yüksek olan incir, muz ve üzümden uzak durun
* Bol miktarda antioksidan içerirler
* Meyveleri aç karnına yemek sindirimi kolaylaştırır

Kiraz
* Güçlü bir ağrı kesicidir, 20 kirazda 12-25 miligram arası antosiyanin maddesi bulunduğu ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin Aspirinden on kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir
* Kolesterolü ve kan şekerini düşürür
* Kirazlarda bulunan flavanoidler vücuttaki zehri temizler, antioksidan etki yapar
* Kabızlık gidericidir
* Nikotinin vücuttan atılmasına yardımcı olur
* Böbreklerin taş ve kum yapmasını önler ve varsa zamanla döker
* Safra kesesi taşının dökülmesine de yardımcı olur
* Yüzde oluşan sivilcelerin giderilmesini sağlamaktadır
100 gr. kiraz=70 kalori

Üzüm
* Böbreklerin çalışmasını uyarıp kalp atışını düzenler
* Karaciğeri temizler
* Siyah üzüm, kabukları ve çekirdekleriyle yenirse hücre yenileyicidir
* Sindirimi kolaylaştırır, kansızlığı giderir
* Bebeklerin gelişimi için çok faydalıdır
* Ancak kalorisi yüksek olan üzümün bir günde 15-20 adetten fazla tüketilmemesi gerektiğini de unutmayın
100 gr. üzüm=65 kalori

Şeftali
* Kalp rahatsızlıklarına ve kansere karşı korur
* Sindirim sistemini çalıştırır, hazmı kolaylaştırır
* Böbreklerin ve safra kesesinin düzenli çalışmasını sağlar
* İdrar sökücüdür
1 adet orta şeftali=42 kalori


Kayısı
* Kan yapıcıdır, kansızlığa iyi gelir
* Güzel bir cilt ve saç için olumlu etkileri vardır
* Özellikle akciğer kanserinin önlenmesinde yardım eder
* Kalp hastalıklarının ve kataraktın önlenmesinde yardımcıdır
* Kemik erimesinin önlenmesine faydalıdır
* Sinirleri gevşetip uyku verir
* Kabızlık çeken ve sindirim sisteminde sorun yaşayanlar için faydalıdır
* Sabahları aç karnına yenilen kuru kayısı sindirim açısından faydalı olmanın yanı sıra cilde de canlılık katar
1 adet kayısı=15 kalori

İncir
* Bağırsakları çalıştırır
* Enerji verir
* Cinsel güce yardımcıdır
* Yüksek kan basıncını düşürür
* Kemik yoğunluğunu arttırır
1 adet orta incir=37 kalori

Ananas
* Bakteri ve parazitlerle savaşmaya yarar
* Sindirimi kolaylaştırır
* İltihaplanma riskini azaltmada ve yaraların hızla iyileşmesini sağlamada etkilidir
1 kalın dilim ananas=43 kalori


Elma


* Kanı ve böbrekleri temizler
* Cilde parlaklık ve güzellik verir
* Soğuk algınlığı ve öksürüğe iyi gelir
* Kolesterolü düşürür
* Sindirim rahatsızlıklarının kontrol edilmesine yardım eder
* Baş ağrısına iyi gelir
* Yüksek tansiyonu düşürür
* Kan şekerini kontrol altında tutar
* Romatizma ve gut hastalığına iyi gelir
* Uykusuzluğa iyi gelir
* Bağırsaklardaki parazitlerin dökülmesini sağlar
1 adet küçük elma=63 kalori

Muz
* Kalbe ve kas sistemine yararlıdır
* Yorgunluğa ve ishale birebirdir
* Yüksek tansiyonu önleyici özelliğe sahiptir
* Uykuyu düzene sokar
* Ülseri önler ve ülser yaralarının tedavisine yardımcı olur
* Kolesterolü düşürücüdür ve migren ağrısına faydalıdır
* Böbrek ve eklemlerdeki iltihaplanmalarda tedavi edici özelliğe sahiptir
1 adet muz=105 kalori

Kivi
* Başlı başına bir C vitamini deposudur, bir adet kivide günlük alınması gereken C vitamini ihtiyacından fazlası vardır
* Kivinin bitkisel besinleri DNAyı korur
* Antioksidan özelliği vardır
* Kan şekeri kontrolü için yararlıdır
* Kolon kanserini engellenmesine yardımcı olmaktadır
* Astıma karşı koruma sağlar
* Kan inceltici özelliğiyle kan pıhtılaşması riskini önemli bir şekilde düşürmekte ve kanınızdaki yağ miktarını azaltmaktadır
1 adet kivi=46 kalori

Çilek
* Strese iyi gelir, sakinleştirici etkisi vardır
* Sigara dumanının etkilerini azaltır. Sigara içilen bir odadayken gün boyunca ağza iki çilek atılması önerilir
* Çocuk felci ve ağız-deri yaralarına yol açan virüsleri öldürücü etkisi vardır
* Kansere yakalanma riskini azaltır
* Mide ve bağırsak zayıflıklarını giderir
* Safra kesesi hastalıklarına iyi gelir
* Yüksek ateşi düşürür
* Dişlere ve diş etlerine iyi gelir, diş taşlarının oluşmasını engeller
* Cilde canlılık kazandırır
100 gr. çilek=30 kalori

Greyfurt
* Soğuk algınlığına iyi gelir
* Sindirimi uyarır
* Diş etlerinin kanamasını azaltır
* Kılcal damarlardaki kan dolaşımını hızlandırır
* Mide ve pankreas kanserlerine yakalanma riskini azaltır
* Tansiyonu dengeler
* İdrar sökücü özelliği vardır
*Yağlı yemeklerin ardından içilen greyfurt suyu yediklerinizin ağırlığını giderir
1 adet greyfurt=50 kalori

Vişne


* Şeker oranı kirazınkinden düşük olduğu için daha az kalori içerir
* Diyareyi keser
* Ateş düşürür, susuzluğu giderir
* Koyu renkli vişneler, açık renklilere oranla daha fazla mineral içerir
100 gr. vişne=50 kalori




Portakal


* Soğuk algınlığı ve gripten korunmaya yardım eder
* İçerdiği C vitamini ve folik asit sayesinde öksürüğü azaltır
* Kalp hastalığı ve felçten korur
* Ezik ve çürüklerin daha çabuk iyileşmesini sağlar
* Mide ve pankreas kanserini önleyici etkisi vardır
* Tansiyonun dengelenmesine yardımcı olur
* İçindeki potasyum cildin kuruyup kırışıklıkların oluşması önler
* Bağırsak gazlarını söker,bağırsak parazitlerinin dökülmesini sağlar
* Karaciğerin düzenli çalışmasını sağlar
* Safra salgısını arttırır
1 adet portakal=60 kalori

Armut
* Kalp-damar sağlığı, alçak kan basıncı ve fiziksel performansa iyi gelen vitaminleri barındırır
* Yüksek tansiyonu olanlar ve böbreklerinde sorun yaşayanlar için faydalıdır
* Kansızlığa ve kabızlığa iyi gelir
1 adet küçük armut=82 kalori

Kavun
* Kanı temizler
* Antioksidan özelliği vardır
* Endişe ve uykusuzluğa iyi gelir
* Bağırsak ve cilt kanserine karşı Amerikan Kanser Topluluğu ca tavsiye edilmiştir
100 gr. kavun=26 kalori

Karpuz
* Böbreği temizler
* Astım, damar tıkanıklığı, diyabet, kolon kanseri ve kireçlenme gibi hastalıklara iyi gelir
* Tatlı, sulu karpuz doğada bulunan en önemli antioksidanlarla doludur
* Bağışıklık sistemini güçlendirir
* Karpuz çekirdeklerindeki Cucurbocitrin adlı madde kan basıncını düşürmeye ve düzenlenmeye yardımcı olur
* Kabuğundaki çinko, iktidarsızlığa iyi gelir
100 gr. karpuz=30 kalori

Mandalina

Enfeksiyonlarla savaşmayı kolaylaştırır.





Havuç:
Enerji verir. Karaciğerin safra salgılamasına ve kolesterolü
dengelemesine yardım eder.

tugba


MALZEMELER:
  • 3 buyuk boy patates
  • 2 sogan
  • 2 yesil biber
  • 4 domates (sulu olursa daha iyi olur)
  • 4-5 dis sarimsak
  • 1 yemek kasigi aci biber salcasi (tepeleme olmayacak)
  • 2 cay kasigi kekik
  • 1 cay kasigi karabiber
  • tuz(damak tadiniza gore)
  • siviyag
YAPILISI:

Butun sebzeleri kup kup dograyin.Karistirma kabina sogani alip once salca ,siviyag ve baharatlarla biraz ovduktan sonra diger sebzeleride ekleyip iyice harmanlayin.Elinizi azicik islatip karistirabilirsiniz.Hic su koymadan onceden 200 C (400 F) de isitilmis firinda arada karistirarak pisirin.Patatesler pisince yemegimiz hazirdir.Susuz yanmaz mi diye merak ediyorsaniz yanmiyor.
tugba
Oldum olasi severim tarhanayi,ozellikle sicak suda 10 dak beklettikten sonra uzerine de dovulmus ceviz serptigim zaman tabagin dibini gormem 1 dakikayi almaz:)Nasil olmusta elimden kurtulmussa 1 corbalik tarhana cikti gecenlerde dolabimda.Kendime gore degisiklik yaparak corbasini yapayim dedim.Eh agziniza layik guzel de olmustu hani:)


MALZEMELER:
1 orta boy kase veya 2 avuc maras tarhanasi (1 gece onceden islatilmis)
yarim sogan
yarim yesil biber
1 yemek kasigi un
1 yemek kasigi aci biber salcasi
1 tatli kasigi nane
1 tatli kasigi kirmizibiber
3 yemek kasigi siviyag

TARHANANIN ISLATILMASI:
Bir gun onceden pisirecegimiz kadar tarhanayi bir kap icerine aliyoruz ve uzerini gececek kadar su ekliyoruz.Ertesi gunu dibine coken tortu kaldirmadan yuzunden tarhanalari bir tepsi veya yogurma kabina aliyoruz.(Geceden islanmis tarhanalari kofte yogurur gibi yoguruyoruz.

YAPILISI:
Yogurdugumuz tarhanayi duduklu tencereye aliyoruz ,uzerini 2 parmak gececek kadar su koyuyoruz.Diger yandan yemeklik dogranmis kuru sogani ve biberi icine koyup ocaga koyuyoruz.Kaynara ciktiktan sonra altini kisip 20 dakika pisiriyoruz.Sosu icin tavaya yagimizi alip isitiyoruz.Unu da ekleyip kokusu cikana kadar kavurdukta sonra ,salcasinida ekleyip biraz kavuruyoruz.(birazcik sicak suyla acabilirsiniz.)Nane ve kirmizibiberini de atip tarhanamiza karistiriyoruz.Corbamiz hazir.

Etiketler: 0 yorum | edit post
tugba
Kahramanmaraş Tarhanası ulkemizde bilinen tarhanadan farklıdır, şekli yapımı ve tadı Türkiyemizde tekdir. Tarhananın daha kurumamışına firik denilir, serildiği günün akşamı olur ve her çerezcide bulunur. Kurutulmuş tarhana'da aynı firik gibi cerez olarak ceviz fıstık ve badem ile'de yenmektedir, isteğe göre kuru, soğuk veya sıcak su ile ıslatılmış, tava içinde yağda kızartılmış veya sıcak kemik suyu ile ıslatılarak damaklarda yer bulmaktadır, tabiiki çorbasıda vardır ve mevsimine göre Çalgam dediğimiz bir turp çeşidi ile'de yapılabilinir.
Kahramanmaraş Tarhanası Ülkemizin ve dünyanın dörtbir yanında gurbette yaşayan Kahramanmaraşlılar'ın valizler içinde götürdükleri'nin en kıymetlisidir, çünkü gurbette bulunması zordur.
Kahramanmaraş Tarhanası kültürümüzle birleşmiş asırlardan beri yapılmaktadır yıllar öncesi her evin yaptığı tarhana ise Kahramanmaraşta büyük bir sektör oluşturmuş ve ilimiz'in ekonomisine büyük katkı sağlamış ve sağlamaktadır.
Kahramanmaraş Tarhanası fabrikasyon usulüne geçerek birçok tesisler kurulmuştur, hijyenik ve temizlik kurallarına titizlikle uyulmaktadır.
Kahramanmaraş Tarhanası Dövme, Keçi Yoğurdu, Tuz ve Kekikten Yapılmaktadir.




Kahramanmaraş Tarhanası Yapımı:

Kahramanmaraşlılar'ın vazgeçemedikleri yiyeceklerinin başında gelir.
Hem kuru hemde ıslatılarak yenilir, kemik suyu ile ıslatılmış tarhana'nın hayal edilemez kadar tadı vardır. Çorbası meşhurdur.
Yapımı ise büyük mahsere kazanlarında pişirilir. Temizlenen dövmeler pişirme esnasında kuvvetli bir kişi tarafından ağaçtan yapılı "Tarhana küreği" ile sürekli karıştırılır. Pişirilen aş, bezler üzerine çekilerek soğutulur. Büyük leğenlerde yoğrularak üzerine davaryoğurdu ilave edilir. Yoğurtla iyice yoğrulan tarhana, çukurluk bir yerdeki bez üzerine taşınır. Üzeri iyice kapatılır. Birgün dinlendirilir. Komşu ve akraba kadınları toplanarak sabah erkenden dam başındaki "çiğ"Ierin üzerine el maharetleri ile sererler. Serildiği günün akşamı "Tarhana Firiği" hazır olur. Birgün sonrada tamamen kurur. Toplanarak özel olarak yapılan bidonlarda saklanır. Kahramanmaraş'a özel geleneksel yiyeceklerden birisi olan "tarhana" bugün bir ev üretimi zahire olmaktan öteye gitmiş ve önemli bir sektör haline gelmiştir.

Tarhana firiği, ceviz, badem içi veya taze antepfıstığı ile birlikte çerez olarak yenilir. Komşulara, akrabalara, tarhana sevenlere ikram edilmesi bir gelenektir.

Malzemesi: Dövme, davar (keçi) yoğurdu, kekik, tuz.

kaynakça:http://www.k-maras.com/a_dos/k_tarhanasi.htm



tugba
Mixed Pasta Fine Art Print by Mike Ward

Simdi "makarna pisirmekte ne var?" diyebilirsiniz ama makarnanin tadina varabilmek maharet ister. Pek çok kisi makarnayi güzellestiren seyin sadece sosu olduguna inanir. Oysa ki makarnanin kendine has bir tadi vardir ve sosla birlesince lezzeti daha da artar. Bu nedenle makarnayi pisirirken bazi noktalara dikkat ederseniz, elde edeceginiz sonuçtan çok daha fazla memnun kalirsiniz!..

1) Makarna bol suda pismeyi sever.

Makarna pisirmek için evde mutlaka derin ve yüksek bir tencere bulundurmalisiniz. Mesela söyle 5 lt. su alabilecek büyüklükte. Tencerenin alüminyum gibi hafif bir metalden olmasi, atesin esit dagilimini sagladigi için tercih edilir. Ayrica iki kulplu olmasi da sizin için çok faydali çünkü süzerken tencereyi kulplarindan tutarak kaldirmak daha kolay olacaktir.

2) Makarna tuzu sever.

Makarnayi pisirirken, haslama suyuna atacaginiz tuz konusunda eliniz açik olsun. Tuz, makarnanin tadini ortaya çikarir. Mümkünse kaya tuzu kullanmalisiniz. Tuzu, makarnanin suyu kaynadiktan sonra atmalisiniz. Tabii tuzun erimesine firsat verip makarnayi daha sonra katmaniz da önemli!..

3) Makarna eslik edilmeyi sever.

Makarnayi pisirme süresince arada bir karistirmak için, tahta kasik veya çatal edinmenizde fayda var. Suya kattiginiz tuz erir erimez, makarnanin hepsini bir arada katmalisiniz ki esit derecede pissin. Tencerenin dibinin yapismasini önlemek ve makarnanin suya biraktigi tadin tam olarak dagilmasini saglamak için sik sik karistirmalisiniz.

4) Makarna dakikligi sever.

Makarnayi paketteki pisirme süresine uygun olarak pisirmelisiniz. Bu süre, makarnayi kaynar suya kattiktan sonra suyun tekrar kaynama noktasina gelmesiyle baslar. Yine de kendi damak tadiniza uygun olmasi için paketin üstünde belirtilen süreden 2 dakika önce bir parça makarnayi alip tadarak, kontrol etmenizde fayda var. Makarnayi tattiginiz anda seklini ve dokusunu degistirmemeli ama yumusak olmalidir Iyi pismemis makarna hala sari renktedir ve ortasi serttir. Çok pismis makarna ise bütünlügünü kaybedip agizda dagilir.

5) Makarna fazla süzülmeyi sevmez.

Makarnayi süzmek için küçük delikli ve ayakli bir süzgeç daha iyi olur. Iri delikli süzgeçler pisme suyunun bir anda bosalip makarnalarin birbirine yapismasina neden olur. Halbuki makarnanin cinsine göre nemli olarak birakmakta fayda vardir. Böylece makarnanin, sosunu iyice özümsemesi saglanir.

Makarna piser pismez süzülmelidir. Suyun içinde biraktiginiz her dakika, pisme süresine eklenecektir.

Makarnayi süzmeden önce pisme suyundan bir bardak kenara ayirmak faydalidir. Makarnanin veya sosunun kuru olmasi durumunda bu sudan eklenerek ayarlama yapilabilir. Pisirme suyuna makarnanin tadi geçmis olacagindan bu suyla yapacaginiz ilave, duru sudan daha lezzetli olacaktir. Makarna süzüldügü zaman, kayganligini yitirmeyecek kadar sulu kalmalidir.

6) Makarna sosu sever.

Makarnanin sosunu daha çabuk yapmak isterseniz, genis tabanli açik bir tava veya küçük bir tencere isinize daha çok yarar. Bu, daha kisa sürede pismesi gereken soslar için gereklidir. Yavas pismesi gereken soslar içinse, kenarlari daha yüksek ve alti kalin tava veya tencereler kullanilmalidir. Yüksek kenar buharlasmayi yavaslatir, kalin alt ise uzun pisme süresinde sosun tabana yapismasini engeller. Makarnayi süzdükten sonra, sosla iyice karistirmak için büyükçe bir çukur servis tabaginiz olmalidir.

Bu asamada hiz önemlidir. Makarna süzülür süzülmez sosla karistirilmalidir. Eger makarnayi süzgeçte bekletirseniz makarnalar birbirine yapisir. Makarnanin sogumasini engellemek için, sosla ya sosu yaptiginiz tencerenin içinde karistirmalisiniz. Isitilmis servis tabaginda karistirmak da bir diger çözüm. Sos, her bir makarna tanesine bulasmali ancak makarna sos içinde yüzmemelidir.

Dogru miktarda su kullaniyorsaniz, makarnanizi suyunuz iyice kaynadiktan sonra katiyorsaniz ve arada bir karistirmayi ihmal etmiyorsaniz, pisirme suyuna yag eklemeniz gereksizdir. Ancak süzgeçte makarnayi biraz bekletecekseniz, bir parça yag ile birbirlerine yapismasini engelleyebilirsiniz.

Makarnayi servis yapmadan önce, herkesin masaya oturmasina dikkat etmelisiniz ki, sicak sicak ikram edebilesiniz.(bilgiyelpazesi.blogcu.com)
tugba
Feslegen ,nane ve maydonuzun muhtesem uclu olusturdugu kokusuyla istah acan bu makarnayi denemenizi tavsiye ederim.


MALZEMELER:
  • 1 paket makarna
  • 3 domates
  • 1 aci yesil biber
  • 1 yemek kasigi aci biber salcasi(tepeleme olmayacak sekilde)
  • 7-8 tane taze sogan
  • 1 tutam taze feslegen
  • 1 tutam taze nane
  • 1 tutam maydonoz
  • siviyag
  • tuz,karabiber

YAPILISI:
Makarnayi haslanmasi icin ocaga koyuyoruz.Diger yandan 4 tane yesil sogani ince ince kiydiktan sonra siviyagda sotelemeye basliyoruz.Yesil biberleride kiyip ekliyoruz.Kabuklari soyulmus domatesleride kup kup dograyip tavaya ekliyoruz.1 yemek kasigi salcayida ekleyip domatesler pisinceye kadar bekliyoruz.Pistikten sonra tuz ve karabiberini damak tadimiza gore ayarliyoruz.Ayri bir yerde geriye kalan taze soganlari ,feslegeni,naneyi ve maydonozu iyice kiyiyoruz.Pisen makarnamizi suzuyor ve servis tabagina aliyoruz.Uzerine domatesli sosumuzu en uste de kiydigimiz yesilliklerimizi serpiyoruz.
Etiketler: 0 yorum | edit post
tugba
Yemek tarifleri alirken duyariz julyen veya kibrit copu seklinde dogranmis havuc ,salatalik,biber vs.Bunlarin nasil yapildigini ve farklarini buyrun gorelim.

JULYEN DOGRAMAK



KIBRIT COPU DOGRAMAK



JULYEN VE KIBRIT COPU

detayli bilgi(
http://hungrycravingssubjects.blogspot.com/2008/06/knife-skills.html)
tugba
MALZEMELER:
  • 1 su bardagi soguk sut(yagsiz sut kullanmayin cok lezzetli olmuyor)
  • 1 corba kasigi nescafe
  • 1 corba kasigi seker(damak zevkinize gore ayarlayabilirsiniz)
  • Arzuya gore 1 cay kasigi vanilya
  • 6-7 adet buz kupu



YAPILISI:

Blendiriniza butun malzemeyi koyup,cirpma tusuna basin.(beat tusu yani)5 dakika sonra iceceginiz hazir.
Not:Bahsi gecen el blendiri degildir.Buz kirma ozelligi olan herhangi bir blendir kullanilabilir.
Etiketler: 0 yorum | edit post
tugba
Herkes bilir mutlaka menemen yapmasini.Kahvaltida ve aksamlari hafif birsey yemek istedigimizde hemen menemen yapariz cogumuz.Ben yesil biber ve buz gibi ayranla cok severim.Soyle ekmegini de bandiracaksin ki tadi gelsin dimi:)Bende sevdigim haliyle yayinlamak istedim.

MALZEMELER :
  • 1 soğan
  • 2 sivri biber
  • 3-4 domates
  • 3 yumurta
  • 2 kaşık yağ
  • Tuz-karabiber-kirmizibiber
  • arzuya gore kasar rendesi

YAPILIŞI :

Soğan ve biber ince doğranıp yağda tuz atilarak hafif kavrulur.
Kabuğu soyulup küçük doğranmış domates konup pişirilir.Domates pistikten sonra
catalla çirpılmış yumurtalar tavanin heryerine esit yayilir ve karistirmadan tavanin kapagi kapanir .Yumurtalar pişince ateşten alınır.Uzerine karabiber, kirmizi biber ve arzuya gore kasar rendesi serpip servis yapilir.

Etiketler: 0 yorum | edit post
tugba

MALZEMELER:
  • 2 domates
  • 2 salatalık
  • 3 çarliston biber
  • 1 kırmızı biber
  • 1 tutam maydanoz
  • 1 tutam taze nane
  • 5 sap yeşil sogan(yesil soganim kalmamisti,yarim kuru sogan dogradim.)
  • dereotu
  • roka (koymaya bilirsiniz)
  • nar ekşisi
  • zeytinyağı
  • yarim limon suyu
  • tuz ve kirmizi biber(damak tadiniza gore ayarlayabilirsiniz.)
  • 4-5 tane buz parcasi
YAPILISI:
Domatesi,salatalığı,biberleri,yeşil soğanı,maydonozu,taze naneyi,rokayı çok ince ve minik olarak dograyin.
Karistirma kabina hepsini koyun.Üzerine nar ekşisi,limon suyu,zeytinyağı, tuz,kirmizi biber ilave edip cok ezmeden ovalayin ki lezzeti birbirine gecsin daha sonra servis edin.
Servis ederkende birkac parca buz koyarsaniz serin ve lezzetli kasikla yenecek bir salata elde edersiniz.Istersenizde butun malzemeyi tepeleme yapip sosunu doktukten sonra en tepeye cekilmis ceviz serperek gavurdagi salatasina donusturebilirsiniz.Yeter ki nasil yiyeceginize karar verin.
Etiketler: 0 yorum | edit post
tugba

MALZEMELER:( 1 TEPSI ICIN)
  • 1 kilo hazir baklavalik yufka(4 numara)
  • 500 gr. baklavalık margarin veya tereyağı (ben tereyagi kullandim)
  • 1000 gr. toz şeker (5 su bardağı)
  • 500 gr. su.
  • 4-5 damla limon,
  • 300 gr. çekilmiş ceviz içi veya fistik(ben ceviz kullandim)

SERBET HAZIRLANISI:600 gr.(3 su bardağı su) su 1000 gr. toz şeker(5 su bardağı) ve 4-5 damla limon sıkarak bir tencerede kaynatın. Şerbet iyice köpürüp kaynadıktan sonra 5-10 dk. daha kaynatıp kepçeyle şerbeti damlatın. Kepçeden damlayan şerbetin biraz uzayarak damlamasına dikkat ediniz. Hazırladığınız sıcak şerbeti, kepçeyle fırından çıkan sıcak tatlının üzerine gezdirerek dökünüz.

YAPILIŞI:
Önce tepsinizin altını yağlayınız ve yufkanızı düzgün şekilde tezgah üstüne açınız . 8 veya 10 adet yufka yaprağını tek tek oklavaya sarınız. Sardıktan sonra yufka kurumaması için üzerini nemli bez veya naylon ile örtünüz. Kalan yufkanın yarısını tek tek ayırıp tepsiye 4 -5 adet dizdikten sonra fırça yardımıyla yufka üzerine ısıtılmış yağ serpiniz. Bu işleme yufkanın yarısı bitene kadar her 4-5 adette devam ediniz ve tepsiye 300 gr. ceviz içi koyduktan sonra kalan yufkayı tekrar aynı şekilde diziniz ve en son oklavaya sardığınız yufkayı tek tek üzerine yağ serperek tepsiye diziniz. Dizdikten sonra istediğiniz şekilde ilk dilimlemeyi yapınız. Yarım kilo ısıtılmış ılık yağı tepsinin her tarafına gelecek şekilde döktükten sonra tepsinin her tarafına gelecek şekilde üzerine biraz su püskürtüp ikinci dilimlemeyi yapınız.



PISIRME: önceden ısıtılmış 180 - 200 C fırında 45-50 dk. pişirin. Pişirme esnasında dikkat edilecek husus; tatlıların altı ve üstü aynı renkte pişmesidir. Bir bıçak yardımıyla tatlının altını ve ortasını kontrol ediniz. Tatlı pişerken hazırlamış olduğunuz sıcak şerbeti tatlı fırından çıkınca kepçe ile tepsinin her tarafına gezdirerek dökünüz ve soğumaya bırakınız. Afiyet olsun.

tugba

MALZEMELER:
  • 1 su bardagi seker
  • yarim su bardagi siviyag
  • yarim paket margarin veya tereyagi
  • 3 yemek kasigi yogurt
  • 1 tatli kasigi kabartma tozu
  • 1 tatli kasigi vanilya
  • Alabildigi kadar un
  • Hindistan cevizi
  • 1 yumurta aki
YAPILISI:
Butun malzemeleri karistirip kulak memesinden biraz sert olacak sekilde hamur yoguralim. Ceviz buyuklugunde yuvarlayip once yumurta akina , daha sonra hindistan cevizine batirip yaglanmis tepsiye dizelim.200 C uzeri pembelesene kadar pisirelim.
Etiketler: 0 yorum | edit post
tugba

Ağdalaştırmak: Şeker limon ve suyun koyulaşana kadar kaynatılması sonucu elde edilen macun.
Akıtma: Çok yumuşak hamurun akıtılmasıyla pişirilen bir tatlı çeşidi, krep.
Alaca soymak: Kabuklu meyve veya sebzelerde kabuğun birer parmak arayla uzunlamasına soyulması.
Alt üst etmek: Omlet, börek ve kalıp içinde dondurulan tatlıların hızlı bir hareketle döndürülerek zedelenmeden ters yüz edilmesi.
Aperatif: Yemekten önce iştah açıcı olarak alınan içki veya yiyecekler.
Aroma: Meyvelerdeki hoş koku.
Tatlı ve pastalarda güzel koku vermek amacıyla portakal, limon kabuğu rendesi veya vanilya kullanılır.
Azar azar ilâve etmek: Yemeğe katılacak bir maddenin; yemek karıştırırken damla damla veya incecik akıtılarak eklenmesi.

Bağlamak: Çorba ve yahni gibi sulu yiyecekleri koyulaştırmak. Günümüzde daha çok nişasta ve krema en iyi iki bağlayıcı olarak kabul edilir.
Barsama: Güzel kokulu, yaprakları yemeklere konan nane ve yaban kekiğinin ortak adı.
Benmari: Bir tencere yarıya kadar sıcak su ile doldurularak ağır ateş üzerine oturtulur. Bu tencerenin içine, ısıya dayanıklı daha küçük bir kap kenarları sıcak su ile temas edecek şekilde yerleştirilir. Yiyecekler bu ikinci kabın içine konularak pişirilir.
Bir taşım kaynatmak: Yiyeceklerin kaynadıktan çok az zaman sonra ateşten indirilmesi.
Boca etmek: Bir kerede hepsini dökmek.
Boza kıvamına getirmek: Sosları karıştırarak/kaynatarak boza gibi akıcı ama yoğun olmalarını sağlamak.
Buket garni: Yemeklere tat vermesi amacıyla defne yaprağı, maydanoz, kekik gibi doğal otların bir arada kullanılması. Yemek pişirilirken söz konusu otlar tülbende sarılır ve yemek piştikten sonra da geri alınır.

Çalmak: Sulu bir yemeğin içine yoğurt, salça gibi malzemeler katıp karıştırmak Çırpmak: Katı olmayan bir maddenin veya karışımın mikser, mutfak robotu ya da çatalla, hep aynı yönde ve hızla karıştırılması. Yumurtayı çırpmak, kremayı çırpmak gibi.
Çentmek: Sebze yada meyveleri bıçakla dikine her yönde kesikler yaparak minik minik doğramak.
Çeşni: Yemeklerde farklı tatlar elde etmek için kullanılan çeşitli baharatlar.

Demlemek: Pişen yiyecekleri ateşten indirerek kapaklarını kapalı tutup kendi buharlarında dinlenmeye bırakma.
Dinlendirmek: İçindeki unla sıvı maddelerin birbiriyle iyice bütünleşmesi için, hamurun yoğrulduktan sonra bir süre bekletilmesi.
Dövmek: Bir maddenin havanda ezilerek hiç tanesi kalmayacak şekilde toz haline getirilmesi.
Dürüm: Rulo halinde sarılmış dürülmüş yufka ekmeği. İçine değişik harçlar konularak yenilebilir.


Elemek: Un gibi toz halindeki ürünleri çok ince delikli eleklerden geçirerek yabancı maddelerden arındırmak. Unun içinde yabancı madde olmasa bile elenmesi yararlı olur. Bu şekilde hava alarak hamurun kabarık olması sağlanır.
Emdirmek: Katı bir maddenin sıvıyı içine çekmesini sağlamak. Örneğin şerbeti baklavaya emdirmek gibi.
Ekşimek: Mayalanmak veya bozulmak anlamına gelir.
Ekşimik: Yağı alınmış sütten yapılan çökelek, peynir.
Eti dinlendirmek: Etin tüketime en uygun hale gelmesi için bir süre bekletilmesi. Taze etler bekledikçe yumuşarlar.

Fırınlamak: Yiyecekleri fırın kabı veya fırın tepsisiyle fırında pişirme veya sadece üzerinin kızarmasını sağlama.
Fileto çıkartmak: Balığın derisi yüzülerek kılçıklarının çıkarılması ve dilimlenmesi.
Fiske: Baş parmağıyla işaret parmağı arasında sığabilecek miktar.
Flambe: İkram sırasında hazırlanıp sunulan alevli yemek veya tatlılara verilen ad.
Fokurdamak: Yemeğin hararetli ateşte ses çıkararak iyice, fokur fokur kaynamasını sağlama.
Fondan: Şekerleme haline gelmiş beyaz krema.
Füme: Kurutarak saklama yöntemlerinden biri. Et, balık gibi gıdalar ateş dumanında kurutulabilir. Böylece gıda maddeleri isli bir tat alır.
Füme et: Dumanda kurutulmuş ete denir. Aynı sistemle füme balık ve peynir de yapılabilir.


Garnitür: Yemeklerin yanında servis edilen pişmiş sebze, pilav vs. gibi yiyecekler.
Gato: Pastaların pandispanyasına verilen ad.
Gevrek hamur: Ekmek, kurabiye gibi yiyecekleri hamurlarının, kolayca ağızda dağılabilecek, kolayca kırılabilecek bir kıvamda pişirilmesi, kıtır kıtır olması anlamına gelir Göz göz olmak: Muhallebi, pilav gibi yemeklerin suyunu çektikten sonra üzerinde oluşan küçük oyuklara denir.
Gratine etmek : Genellikle gratine edilecek yemeğin üzerindeki sosa rendelenmiş peynir serpilerek fırın ızgarasında kızartılması işlemidir.


Harç: Kullanılan malzemelerin doğranarak karıştırılması. Harç böreğin, dolmaların içi içinde kullanılan bir deyimdir.
Haşlamak: İki anlamı vardır: a) Sebze, et veya balığı suda kaynatarak pişirme b) Sebzeleri daha önce kaynatılmış ve ocaktan alınmış su içine atıp, birkaç dakika beklettikten sonra alma Helmelenmek: Kuru sebze ve baklagillerin sularını iyice çekecek kadar pişirilerek lapaya yakın bir kıvama getirilmesi.
Homojen: Birkaç maddenin birbiriyle çok iyi karışmış olması.
Hamur bezesi: Hamur yoğrulduktan sonra, tarif doğrultusunda ve kolay işlenebilmesi için parçalara ayrılır. Bu parçaların elde top yapılması sonucu ortaya çıkan yuvarlaklara beze denir.
Harlı ateşte pişirmek: Bazı yemeklerin çok yüksek ateşte pişirilmesi gerekir. Bu tür pişirmeye harlı ateşte pişirmek denir.


Islatmak: Zor pişen kuru baklagillerin pişirme sürelerini kısaltmak için önceden su içinde bekletilmesi.
Jelatin: Toz ya da tabaka halinde satılan bir kıvam verici.
Karamel: Şekerin yakılarak karamelleşmesi sonucu aldığı renk.
Karanfilli soğan: Kabukları soyulmuş soğana 2-3 diş karanfil saplanarak bazı yemeklerin haşlaması sırasında kullanılır.
Karmak: Karıştırmak, birbirine katmak... Daha çok toz halindeki bir şeyi, sıvı ile karıştırarak hamur haline getirmek için kullanılır. Örneğin, un ile su karılarak hamur haline getirilir.
Kef: Kaynatılan yemeğin üzerinde istenmeyen kısımların oluşturduğu köpük.
Kıymak: İnce ince doğramak.
Konkase domates: Kaynayan suya atılan domatesler kabukları çatlamaya başlayınca çıkarılır ve soğuk suya atılır; böylece kolayca kabukları soyulur. Domatesler ikiye kesilip çekirdekleri çıkarılır ve tavla zarı büyüklüğünde doğranır.
Koyulaştırmak: Sosların ve yemeklerin suyunun kaynatılarak, ya da içine un, nişasta gibi kıvam verici maddeler katılarak karıştırılması, koyulaştırılması.
Közlemek: Izgara veya kömür ateşinde sebzelerin kabuklarıyla pişirilmesi.
Krema: Sütün en kıymetli kısmıdır ve bileşimindeki yağ zerreciklerinin likit maddelerden ayrılması ile elde edilir. Bu işlem sadece özel makinelerde yapılabilir. Süt ürünleri satan özel dükkanlarda veya uzun süre bozulmadan saklanabileceği ambalajlar içinde tüm büyük marketlerde satılır.
Krim: Taze, dinlenmiş sütün üzerinde biriken yağlı kısım.
Kıvam: Bir yiyeceğin pişme derecesinin en uygun duruma gelmesi.
Kulak memesi kıvamı: Hamurların ne çok sert, ne de akıcı olmayacak kıvamda yoğrulması. Yumuşak bir hamur elde etme.
Kuşbaşı doğramak: Eti veya sebzeleri iri ceviz büyüklüğünde doğrama.
Kuzu gömleği: Kuzunun karın kısmındaki iç organlarını göğüs kafesindeki organlardan ayıran zar kısmı.

Labne: Hiç tuzu olmayan yumuşak krem peynir. Daha çok tatlılarda ve pastacılıkta kullanılır.
Lapa: Taneli gıdaların genellikle pirinç suyuyla kaynatılarak bulamaç haline getirilmiş şekli.
Lenger: Yayvan, kenarları enli olan büyük tepsi veya sahan.
Lop et veya yumurta: Yumuşak, yuvarlak kemiksiz ete ve suda haşlanmış yumurtaya denir.

Marine etmek: Et yemeklerine lezzet katmak veya yumuşamalarını sağlamak için taze ot ve baharatlardan oluşan soslarda beklemek... Peyniri baharat ve zeytinyağı içinde; balık et ve tavukları sos ve baharatlarla; meyveleri likör ve aromalar içinde marine etmek mümkündür.
Meyane (Beyaz): Eşit miktarlarda un ve yağ kullanılarak hazırlanır. Yağ eridikten sonra unu ilâve edip tahta bir kaşıkla karıştırarak ağır ateşte pişirilir. Üzerine süt eklendiğinde beşamele dönüşür.
Meyane (Kahverengi): Bu meyane de aynı biçimde yapılır. Ancak daha uzun süre pişirilerek meyanenin açık kahverengi bir renk alması sağlanır.
Mühürlemek: Etleri pişirmeden önce kuvvetli ateşte yağ ile çepeçevre kavurmak. Kuvvetli ateşte kimyasal yapısı değişen protein sertleşir ve pişme sürecinin devamında bir zırh gibi etin öz suyunun dışarı çıkmasına engel olur. Böylece etin suyu, tadı ve yararlı maddeleri içinde kalmış olur.
Nar ekşisi: Nardan kaynatılarak elde edilen pekmez. Ekşi tatlı bir tadı vardır. Tüm Anadolu da çorbalara, yemeklere, salatalara katılır. Mayhoş bir tat verir.
Nar gibi olmak: Fırında, ızgara da veya tavada kızartılan yiyecekler için kullanılan bir deyimdir. Özellikle kızartılan yiyeceğin dışının çok iyi ve gevrek bir şekilde kızarması anlamına gelir.
Nektarin : Şeftali ağıcına erik aşılanarak elde edilen şeftali tadında tüysüz meyve.

Oda sıcaklığında olmak: Bir malzemeyi ısıtmadan buzdolabına kaldırmadan evin normal ısısındaki bir yerinde tutmak. Örneğin, kırmızı şaraplar oda sıcaklığında tutulmalıdır.
Ovarak öldürmek: Turp, kırmızı lahana ve soğan gibi baharatlı ürünlerin, incecik doğrandıktan sonra tuzla ovularak baharatlarının alınması, yumuşatılması işlemi.
Özemek: Birkaç şeyi birbirine karıştırıp iyice çırparak yoğunlaşmasını sağlamak.
Pandispanya ıslatmak: Pastaların hamur kısmının kuru olmasın diye likör, şerbet, süt, kahve, meyve suyu gibi lezzet verici sıvılarla yumuşatılması.
Pane yapmak: Peynir, et, tavuk, balık veya böreğin önce yumurtaya, sonra da ufalanmış kuru ekmek içi veya galeta ununa bulanarak yağda kızartılması.
Pastörize: Besinlerin özel cihazlarda 65 derece kadar ısıtılarak birdenbire soğutulmasıyla, içindeki mikropların öldürülmesi işlemi.
Pembeleştirmek: Yağda kavurarak rengin dönmesini sağlama.
Piyazlık doğramak: Soğanın soyulduktan sonra yarıya kesilip yarım ay şeklinde hafif etli doğranması. Salatalar için biraz tuzla ovulup kullanılabilir. Ovulduktan sonra yıkayıp sıkmak gibi bir adet varsa da soğandaki besleyici maddelerin suyla akıp gitmesine yol açtığı için pek tavsiye edilmez.
Pilaki: Bol sarımsak, soğan, domates ve zeytinyağı ile pişirilen yemek türü.
Poşe etmek: Yiyeceğin kaynama noktasının altındaki sıcaklıkta pişirilmesi. Kullanılacak sıvı bir taşım kaynadıktan sonra altı kısılarak kaynaması durdurulur.

Rozbif: Dana etinin tek parça halinde dışının kabuk tutup içinin pembe kalacağı şekilde pişirilmesi.
Silkme: Çeşitli sebzeler ve etle pişirilen bir tür sıcak yemek.
Soğan (Piyaz): Kabukları soyulan soğan ikiye kesilir. Kesilmiş yüzü altta kalacak şekilde kesme tahtasına konur. Birbirine paralel çok ince dilimler halinde kesilir.
Sote etmek: Eşit parçalara ayrılmış sebze veya etin sürekli karıştırılarak kahverengileşinceye kadar pişirilmeleri.
Şok haşlama: Sebze, meyve, veya deniz ürünlerini, kaynamakta olan suya daldırıp çıkarma işlemi. Blanşe etme.
Şok pişirme: Özellikle pişme süresi bakımından önem taşıyan şok pişirme için mikrodalga fırınlardan yararlanılır. Mikrodalga fırın, su moleküllerinin yer değiştirmesi yöntemiyle pişirme sağlar. Yani yiyecekler ne kızarır, ne de haşlanır. Lezzeti yoğun olarak korumak için yiyecekler ağızları kapalı olarak pişirilmelidir. Mikrodalga fırınlarda seramik ve porselen yerine cam veya plastik kaplar tercih edilmelidir.
Mikrodalga fırınlarda normal yemek pişirme süresinin yaklaşık olarak üçte biri yada dörtte biri kadar zaman alır. Pişirilen yemeğin yoğunluğu, sıcaklığı, miktarı önemli faktörler arasında yer alır. Şok pişirmede yiyecekler kendi sularının içinde pişerek tüm doğallıklarını korurlar. Mikrodalga fırında her zaman küçük ve ince yiyecekleri ortaya doğru, büyük ve kalın yiyecekleri de tepsinin kenarlarına doğru yerleştirin. Et pişirirken de büyük parçalar yerine küçük parçalara bölünmüş etleri tercih edin.
Şurup: Şeker, su ve limonun birlikte kaynatılmasından elde edilir, tatlıların üzerine dökülür. Şerbet de denir.

Tavuk ütüleme: Tavuğun tüylü kısımlarının aleve tutularak tüylerinin yakılarak yok edilmesi.
Tıkırdatmak: Kaynamanın başlangıcı veya kaynamakta olan bir yemeğin altı kısıldıktan sonra, kaynamanın hafifletilerek sürdürülmesi.
Terbiye etmek: İki anlamı vardır: a) Et gibi bazı çiğ malzemelerin hoş bir aroma kazanmaları ve yumuşamaları için zeytinyağı, soğan, defne yaprağı, tane karabiber, sarımsak gibi baharat ve otlarla bir süre bekletilmesi.
b) Yemeklerin duru olan sularının un, yumurta, yoğurt limon gibi malzemelerle koyulaştırılması, lezzetlendirilmesi.
Topak olmayacak şekilde: Yapılan karışımın homojen olarak, çok iyi karışmış ve ezilmiş olması. Karışımın içinde pütürler bulunmamalı.
Tuzlama: Yiyeceklerin bir süre bozulmadan saklanmasına yarayan yöntem ve bu yolla hazırlanan yiyecek.


Ufalamak: Kırarak veya ezerek küçük parçalara ayırmak.
Unlamak: Una bulamak.
Ütmek: Tavuk, hindi gibi kümes hayvanlarının alev üzerinden geçirilerek ince tüylerinin temizlenmesi.
Üzerinden gezdirmek: Yemek ve salataların üzerine sos veya yağı incecik daireler şeklinde akıtmak.
Vanilya çubuğu: Vanilya bitkisinin meyvesidir. Uzun kahverengi kabuğun içindeki nemli zerreciklerden oluşan siyah kısım, pastacılıkta kullanılan hakiki vanilyadır. Daha ucuz olduğu için tercih edilen beyaz vanilya ise sentetik aromadır.
Verev kesmek: Yana doğru eğimli keserek, kabak patlıcan gibi sebze dilimlerine oval şekil vermek.


Yatırmak: Etlerin veya balıkların, pişirilmeden önce soğan, zeytinyağı ve kokulu otlardan hazırlanmış bir karışım içinde bir süre bekletilerek hem yumuşatılmaları, hem de lezzetlendirilmeleri anlamına gelir.
Yağda öldürmek: Soğanın yağda pembeleşinceye, yumuşayıncaya kadar pişirilmesi.
Yedirmek: Genellikle sıvı bir maddenin, daha yoğun kıvamda başka bir maddeye katılmasında kullanılan deyim.
Yedirerek dökmek: Herhangi bir karışıma katılan sıvının karıştıkça azar azar eklemesi. Böylece tamamen karışması, topak olmadan homojen bir karışım elde edilmesi sağlanmış olur.
Yumuşatmak: Genellikle tereyağı gibi buzdolabında katılaşan gıda maddeleri için kullanılan bir deyimdir. Kullanmadan bir süre önce oda ısısında bekletilerek yumuşatılır.
Zar şeklinde doğramak: Sebze, meyve veya ekmeğin, oyun zarı şeklinde doğranması. Küb şeklinde doğramak da denir.
Zarını soymak: Sebze ve meyvelerin, incecik derilerinin soyulması anlamına gelir. Kalın kabuklu meyvelerde zar o kabuğun altında bulunur. Ciğer, beyin gibi sakatatların da üzerinde incecik bir zar vardır.

Etiketler: 0 yorum | edit post